|
Kategori |
Türkçe |
İngilizce |
|
Common Usage |
|
1 |
Yaygın Kullanım |
başarılı olmak |
succeed f.
|
|
We were told, 'Help us now, we are listening, we are working together', and the cooperation succeeded.
Bize 'Şimdi bize yardım edin, dinliyoruz, birlikte çalışıyoruz' dendi ve işbirliği başarılı oldu.
More Sentences
|
General |
|
2 |
Genel |
başarılı olmak |
succeed f.
|
|
We were told, 'Help us now, we are listening, we are working together', and the cooperation succeeded.
Bize 'Şimdi bize yardım edin, dinliyoruz, birlikte çalışıyoruz' dendi ve işbirliği başarılı oldu.
More Sentences
|
3 |
Genel |
başarılı olmak |
make good f.
|
|
He had made good as a singer and he became very popular.
O bir şarkıcı olarak başarılı olmuştu ve o çok popüler oldu.
More Sentences
|
4 |
Genel |
başarılı olmak |
prosper f.
|
|
This is the way to create and perpetuate the dramatic situations in which unscrupulous smugglers prosper.
Bu, vicdansız kaçakçıların başarılı olduğu dramatik durumları yaratmanın ve sürdürmenin yoludur.
More Sentences
|
5 |
Genel |
başarılı olmak |
work out f.
|
|
I do not think their plan will work out.
Onların planının başarılı olacağını sanmıyorum.
More Sentences
|
6 |
Genel |
başarılı olmak |
come off f.
|
|
The football manager tried an elaborate new tactic but it didn't come off.
Futbol menajeri yeni ve ayrıntılı bir taktik denedi ama başarılı olamadı.
More Sentences
|
7 |
Genel |
başarılı olmak |
get ahead f.
|
|
You can't get ahead if you don't work hard.
Çok çalışmazsan, başarılı olamazsın.
More Sentences
|
8 |
Genel |
başarılı olmak |
achieve f.
|
|
Indeed, attempts to achieve better regulation will only be successful when the European institutions cooperate.
Gerçekten de daha iyi bir düzenlemeye ulaşma çabaları ancak Avrupa kurumları işbirliği yaptığında başarılı olacaktır.
More Sentences
|
9 |
Genel |
başarılı olmak |
go far f.
|
|
I'm sure he will go far in the business world.
Ben iş dünyasında onun başarılı olacağından eminim.
More Sentences
|
Colloquial |
|
10 |
Konuşma Dili |
başarılı olmak |
go far f.
|
|
I'm sure he will go far in the business world.
Ben iş dünyasında onun başarılı olacağından eminim.
More Sentences
|
11 |
Konuşma Dili |
başarılı olmak |
play f.
|
|
His play was a hit.
Oyunu çok başarılı oldu.
More Sentences
|
Idioms |
|
12 |
Deyim |
başarılı olmak |
make the grade f.
|
|
We all try hard to make the grade in life, but only a few succeed.
Hepimiz, hayatta başarılı olmak için çok çabalıyoruz, ancak sadece birkaçı başarılı oluyor.
More Sentences
|
Trade/Economic |
|
13 |
Ticaret/Ekonomi |
başarılı olmak |
prosper f.
|
|
This is the way to create and perpetuate the dramatic situations in which unscrupulous smugglers prosper.
Bu, vicdansız kaçakçıların başarılı olduğu dramatik durumları yaratmanın ve sürdürmenin yoludur.
More Sentences
|
General |
|
14 |
Genel |
başarılı olmak |
get there f.
|
|
15 |
Genel |
başarılı olmak |
speed f.
|
|
16 |
Genel |
başarılı olmak |
thrive f.
|
|
17 |
Genel |
başarılı olmak |
work f.
|
|
18 |
Genel |
başarılı olmak |
make one's way f.
|
|
19 |
Genel |
başarılı olmak |
go places f.
|
|
20 |
Genel |
başarılı olmak |
win through f.
|
|
|
21 |
Genel |
başarılı olmak |
ride high f.
|
|
22 |
Genel |
başarılı olmak |
make out f.
|
|
23 |
Genel |
başarılı olmak |
win the day f.
|
|
Phrasals |
|
24 |
Öbek Fiiller |
başarılı olmak |
pay off f.
|
|
25 |
Öbek Fiiller |
başarılı olmak |
tear up f.
|
|
26 |
Öbek Fiiller |
başarılı olmak |
get forward f.
|
|
27 |
Öbek Fiiller |
başarılı olmak |
thrive on f.
|
|
28 |
Öbek Fiiller |
başarılı olmak |
take off f.
|
|
29 |
Öbek Fiiller |
başarılı olmak |
make a go of f.
|
|
30 |
Öbek Fiiller |
başarılı olmak |
get on f.
|
|
31 |
Öbek Fiiller |
başarılı olmak |
go off f.
|
|
32 |
Öbek Fiiller |
başarılı olmak |
amount to something f.
|
|
33 |
Öbek Fiiller |
başarılı olmak |
amount to something f.
|
|
34 |
Öbek Fiiller |
başarılı olmak |
fall together f.
|
|
35 |
Öbek Fiiller |
başarılı olmak |
prove out f.
|
|
Colloquial |
|
36 |
Konuşma Dili |
başarılı olmak |
get untracked f.
|
|
37 |
Konuşma Dili |
başarılı olmak |
do well for (oneself) f.
|
|
38 |
Konuşma Dili |
başarılı olmak |
make it f.
|
|
39 |
Konuşma Dili |
başarılı olmak |
be all that [us] f.
|
|
40 |
Konuşma Dili |
başarılı olmak |
be doing ok f.
|
|
|
41 |
Konuşma Dili |
başarılı olmak |
be doing okay f.
|
|
42 |
Konuşma Dili |
başarılı olmak |
be laughing f.
|
|
43 |
Konuşma Dili |
başarılı olmak |
(have) got it going on f.
|
|
44 |
Konuşma Dili |
başarılı olmak |
be doing ok f.
|
|
45 |
Konuşma Dili |
başarılı olmak |
be doing okay f.
|
|
46 |
Konuşma Dili |
başarılı olmak |
be doing well f.
|
|
47 |
Konuşma Dili |
başarılı olmak |
break f.
|
|
48 |
Konuşma Dili |
başarılı olmak |
connect [us/canada] f.
|
|
49 |
Konuşma Dili |
başarılı olmak |
fly f.
|
|
Idioms |
|
50 |
Deyim |
başarılı olmak |
come off with flying colors f.
|
|
51 |
Deyim |
başarılı olmak |
do well for yourself f.
|
|
52 |
Deyim |
başarılı olmak |
come off with flying colors f.
|
|
53 |
Deyim |
başarılı olmak |
come through with flying colors f.
|
|
54 |
Deyim |
başarılı olmak |
make something of your life f.
|
|
55 |
Deyim |
başarılı olmak |
make the big time f.
|
|
56 |
Deyim |
başarılı olmak |
have a great run f.
|
|
57 |
Deyim |
başarılı olmak |
go places f.
|
|
58 |
Deyim |
başarılı olmak |
make something of yourself f.
|
|
59 |
Deyim |
başarılı olmak |
pay off f.
|
|
60 |
Deyim |
başarılı olmak |
make it good f.
|
|
61 |
Deyim |
başarılı olmak |
have a good run f.
|
|
62 |
Deyim |
başarılı olmak |
be on the up-and-up f.
|
|
63 |
Deyim |
başarılı olmak |
hit a home run f.
|
|
64 |
Deyim |
başarılı olmak |
have it going on f.
|
|
65 |
Deyim |
başarılı olmak |
make inroads into f.
|
|
66 |
Deyim |
başarılı olmak |
make one's marble good f.
|
|
67 |
Deyim |
başarılı olmak |
have any joy f.
|
|
68 |
Deyim |
başarılı olmak |
amount to much f.
|
|
69 |
Deyim |
başarılı olmak |
amount to much f.
|
|
70 |
Deyim |
başarılı olmak |
be in tall cotton f.
|
|
71 |
Deyim |
başarılı olmak |
be sitting pretty f.
|
|
72 |
Deyim |
başarılı olmak |
win the day f.
|
|
73 |
Deyim |
başarılı olmak |
come to much f.
|
|
74 |
Deyim |
başarılı olmak |
make something of (oneself) f.
|
|
Trade/Economic |
|
75 |
Ticaret/Ekonomi |
başarılı olmak |
thrive f.
|
|
Archaic |
|
76 |
Eski Kullanım |
başarılı olmak |
obtain f.
|
|
Slang |
|
77 |
Argo |
başarılı olmak |
kick ass f.
|
|
78 |
Argo |
başarılı olmak |
kick butt f.
|
|
|
Kategori |
Türkçe |
İngilizce |
|
Phrasals |
|
1 |
Öbek Fiiller |
olarak başarılı olmak |
succeed as (something) f.
|
|
I am longing for you to succeed as a businessman.
Bir iş adamı olarak başarılı olmanı çok istiyorum.
More Sentences
|
2 |
Öbek Fiiller |
(bir şeyde) başarılı olmak |
succeed at (something) f.
|
|
He is determined to succeed at any price.
Ne pahasına olursa olsun başarılı olmaya kararlı.
More Sentences
|
|
3 |
Öbek Fiiller |
(bir şeyde) başarılı olmak |
succeed in (something) f.
|
|
If we succeed in this we will also be more likely to realise the programme’s aims.
Bu konuda başarılı olursak programın amaçlarını gerçekleştirme ihtimalimiz de artacaktır.
More Sentences
|
General |
|
4 |
Genel |
başarılı olmak veya iyi bir şekilde sonuçlanmak (plan/proje vb) |
work out f.
|
|
5 |
Genel |
başarılı olmak (plan/fikir) |
work f.
|
|
6 |
Genel |
çok başarılı olmak |
go far f.
|
|
7 |
Genel |
çok başarılı olmak |
go to town f.
|
|
8 |
Genel |
bir işte uzun süre başarılı olmak |
have a good run for one's money f.
|
|
9 |
Genel |
çok başarılı olmak (belirli bir konuda) |
shine f.
|
|
10 |
Genel |
belirli bir alanda aniden çok başarılı olmak |
take someone by storm f.
|
|
11 |
Genel |
bir konuda başarılı olmak |
succeed at f.
|
|
12 |
Genel |
sınavda başarılı olmak |
do well in the exam f.
|
|
13 |
Genel |
bir şeyde başarılı olmak |
be good at f.
|
|
14 |
Genel |
iyi başlangıç yapıp başarılı olmak |
shoot ahead f.
|
|
15 |
Genel |
testlerde yüzde 90 başarılı olmak/çıkmak |
get a 90 percent rate of success in the tests f.
|
|
16 |
Genel |
mücadelesinde başarılı olmak |
win one's battle f.
|
|
17 |
Genel |
çok başarılı olmak |
ace f.
|
|
18 |
Genel |
mücadelede başarılı olmak |
manage f.
|
|
19 |
Genel |
kurnaz yollarla başarılı olmak |
worm f.
|
|
20 |
Genel |
aldatıcı yollarla başarılı olmak |
worm f.
|
|
21 |
Genel |
kaba kuvvet kullanarak başarılı olmak |
muscle f.
|
|
22 |
Genel |
beklenenden başarılı olmak |
overachieve f.
|
|
23 |
Genel |
ezkaza başarılı olmak |
fluke f.
|
|
Phrasals |
|
24 |
Öbek Fiiller |
beklenildiği kadar başarılı olmak |
succeed as (something) f.
|
|
25 |
Öbek Fiiller |
hızla başarılı olmak |
bomb through (something) f.
|
|
26 |
Öbek Fiiller |
hızla başarılı olmak |
bomb through f.
|
|
27 |
Öbek Fiiller |
sonucu başarılı/başarısız olmak |
come out f.
|
|
28 |
Öbek Fiiller |
bulunduğun alanla bağlantılı başka bir alana geçip başarılı olmak |
cross over f.
|
|
29 |
Öbek Fiiller |
sonu felaket olabilecek bir işte başarılı olmak |
get away f.
|
|
30 |
Öbek Fiiller |
bir şeyde başarılı olmak |
excel at f.
|
|
31 |
Öbek Fiiller |
(bir şeyde) çok başarılı olmak |
excel at (something) f.
|
|
32 |
Öbek Fiiller |
(bir şeyde) olağanüstü başarılı olmak |
excel at (something) f.
|
|
33 |
Öbek Fiiller |
(bir şeyde) çok başarılı olmak |
excel in (something) f.
|
|
34 |
Öbek Fiiller |
(bir şeyde) olağanüstü başarılı olmak |
excel in (something) f.
|
|
35 |
Öbek Fiiller |
(birinden/bir şeyden) başarılı konumda olmak |
pull ahead (of someone or something) f.
|
|
36 |
Öbek Fiiller |
büyük çaba gösterip başarılı olmak |
run out of (one's) skin f.
|
|
37 |
Öbek Fiiller |
(bir şeyden) beslenerek başarılı olmak |
thrive on (something) f.
|
|
38 |
Öbek Fiiller |
(bir şey) sayesinde başarılı olmak |
thrive on (something) f.
|
|
Colloquial |
|
39 |
Konuşma Dili |
çok başarılı olmak |
ace it f.
|
|
40 |
Konuşma Dili |
çok başarılı olmak |
go down big f.
|
|
41 |
Konuşma Dili |
çok başarılı olmak |
go over big f.
|
|
42 |
Konuşma Dili |
çok başarılı olmak |
hit the big time f.
|
|
43 |
Konuşma Dili |
çok başarılı olmak |
go down a bomb f.
|
|
44 |
Konuşma Dili |
çok başarılı olmak |
go far f.
|
|
45 |
Konuşma Dili |
son derece başarılı olmak |
crush it f.
|
|
46 |
Konuşma Dili |
çok başarılı olmak |
make a hit f.
|
|
47 |
Konuşma Dili |
çok başarılı olmak |
be a hit f.
|
|
48 |
Konuşma Dili |
çok başarılı olmak |
ace it f.
|
|
49 |
Konuşma Dili |
çok başarılı bir dönemde olmak |
be going gangbusters [us] f.
|
|
50 |
Konuşma Dili |
(bir şeyde) çok başarılı olmak |
ace (something) f.
|
|
51 |
Konuşma Dili |
çok başarılı olmak |
be no mean... f.
|
|
52 |
Konuşma Dili |
çok başarılı olmak |
oil f.
|
|
53 |
Konuşma Dili |
(kavgada, tartışmada) rakibi kadar başarılı olmak |
hold own f.
|
|
54 |
Konuşma Dili |
başarılı olmak da var başarısız olmak da |
(you) win a few, (you) lose a few expr.
|
|
Idioms |
|
55 |
Deyim |
seçimde başarılı olmak için saflarını birleştiren iki veya daha fazla siyasetçi |
dream ticket i.
|
|
56 |
Deyim |
yarı yarıya başarılı olmak |
bat five hundred f.
|
|
57 |
Deyim |
çok başarılı/karlı olmak |
be a roaring success f.
|
|
58 |
Deyim |
herhangi bir hilede başarılı olmak |
come it f.
|
|
59 |
Deyim |
kendi çabalarıyla başarılı olmak |
make one's way f.
|
|
60 |
Deyim |
(birinden) bin kat daha/bin kez daha (iyi, güçlü, başarılı) olmak |
be twice the man/woman that (someone) is f.
|
|
61 |
Deyim |
(birinden) bin kat daha (iyi, güçlü, başarılı) olmak |
be twice the man or woman that someone is f.
|
|
62 |
Deyim |
(bir şeyde birinden) daha başarılı olmak |
make a better fist of (something) f.
|
|
63 |
Deyim |
çok başarılı olmak |
come off with flying colors f.
|
|
64 |
Deyim |
çok başarılı olmak |
come through with flying colors f.
|
|
65 |
Deyim |
çok başarılı olmak |
come to (one's) kingdom f.
|
|
66 |
Deyim |
çok başarılı olmak |
come into (one's) kingdom f.
|
|
67 |
Deyim |
çok başarılı olmak |
come into (or to) your kingdom f.
|
|
68 |
Deyim |
önceye daha başarılı olmak |
get on in the company f.
|
|
69 |
Deyim |
belli bir faaliyette başarılı olmak |
cook on the front burner f.
|
|
70 |
Deyim |
beklenmedik bir işte başarılı olmak |
come up trumps f.
|
|
71 |
Deyim |
beklentilerin ötesinde başarılı olmak |
pull through with flying colors f.
|
|
72 |
Deyim |
bir şeyde başarılı olmak |
bring home the bacon f.
|
|
73 |
Deyim |
başarılı bir girişime/işe dahil olmak |
get in on the act f.
|
|
74 |
Deyim |
beklenmedik bir işte başarılı olmak |
turn up trumps f.
|
|
75 |
Deyim |
diğerlerinden daha başarılı olmak |
come out smelling like a rose f.
|
|
76 |
Deyim |
çok başarılı olmak |
go great guns f.
|
|
77 |
Deyim |
çok başarılı olmak |
ride high f.
|
|
78 |
Deyim |
çok başarılı olmak |
go a bomb f.
|
|
79 |
Deyim |
çok başarılı olmak |
be batting a thousand f.
|
|
80 |
Deyim |
çok başarılı olmak |
be riding high f.
|
|
81 |
Deyim |
çok başarılı olmak |
have the world at one’s feet f.
|
|
82 |
Deyim |
çok mutlu/başarılı/güzel olmak |
be in all somebody's glory f.
|
|
83 |
Deyim |
çok başarılı olmak |
make it to the top f.
|
|
84 |
Deyim |
çok başarılı olmak |
make it to the top f.
|
|
85 |
Deyim |
çok başarılı olmak |
be flying high f.
|
|
86 |
Deyim |
çok başarılı olmak |
bat a thousand f.
|
|
87 |
Deyim |
çok başarılı olmak |
be on a tear f.
|
|
88 |
Deyim |
çok başarılı olmak |
go like a bomb f.
|
|
89 |
Deyim |
gençliği/dinamizmi/hayatının başarılı/güçlü dönemi geride kalmış olmak |
past someone's prime f.
|
|
90 |
Deyim |
hayatta başarılı olmak |
get on in the world f.
|
|
91 |
Deyim |
hayatta başarılı olmak |
rise in the world f.
|
|
92 |
Deyim |
mutlu ve başarılı bir konumda olmak |
has the world by the tail f.
|
|
93 |
Deyim |
öğretmen olarak başarılı olmak |
make good as a teacher f.
|
|
94 |
Deyim |
mutlu ve başarılı bir konumda olmak |
has the world by the tail with a downhill drag f.
|
|
95 |
Deyim |
tam anlamıyla başarılı olmak |
hit the bull's eye f.
|
|
96 |
Deyim |
(hayatta) (kendi başına) başarılı olmak/başarmak |
make one's way in the world f.
|
|
97 |
Deyim |
(sporda vb) olağanüstü başarılı olmak |
excel at f.
|
|
98 |
Deyim |
(yarışma) başarılı olmak |
win the day f.
|
|
99 |
Deyim |
(yarışma) başarılı olmak |
carry the day f.
|
|
100 |
Deyim |
(başarılı bir aktivitenin) en başarılısı veya başarısızı olmak |
take the cake f.
|
|
101 |
Deyim |
(çok) başarılı olmak |
somebody will go a long way f.
|
|
102 |
Deyim |
çok başarılı olup, halkın ilgisine mazhar olmak |
create a splash f.
|
|
103 |
Deyim |
her işinde başarılı olmak |
bat a thousand f.
|
|
104 |
Deyim |
girdiği işlerin yarısında başarılı olmak |
bat five hundred [us] f.
|
|
105 |
Deyim |
daha başarılı olmak |
go up in the world f.
|
|
106 |
Deyim |
daha çok başarılı olmak |
come up in the world f.
|
|
107 |
Deyim |
daha az başarılı olmak |
go down in the world f.
|
|
108 |
Deyim |
elini attığı her işte başarılı olma yeteneği olmak |
have (the) golden touch f.
|
|
109 |
Deyim |
başarılı bir dönemde olmak |
be in the groove f.
|
|
110 |
Deyim |
başarılı bir dönemde olmak |
be in the groove f.
|
|
111 |
Deyim |
başarılı bir dönemde olmak |
be in a groove f.
|
|
112 |
Deyim |
gittikçe başarılı olmak |
make ground f.
|
|
113 |
Deyim |
bir alanda başarılı/ünlü olmak |
take the high ground f.
|
|
114 |
Deyim |
hayatta daha başarılı olmak |
have one's act together f.
|
|
115 |
Deyim |
çok başarılı olmak |
take home the bacon f.
|
|
116 |
Deyim |
bir şeyde başarılı olmak |
make inroads into something f.
|
|
117 |
Deyim |
bir şeyi başlatmakta başarılı olmak |
make inroads into something f.
|
|
118 |
Deyim |
ünlü ve başarılı olmak |
make it f.
|
|
119 |
Deyim |
başkasının başarılı girişimine dahil olmak |
be in on the act f.
|
|
120 |
Deyim |
çok başarılı olmak |
not look back f.
|
|
121 |
Deyim |
çok başarılı olmak |
never look back f.
|
|
122 |
Deyim |
(birinin/bir şeyin) zararına olacak şekilde başarılı olmak |
gain ground on (someone or something) f.
|
|
123 |
Deyim |
başarılı olmak için ihtimalleri hesaplarken güvenli ve sistemli bir eylem planı tercih etmek |
play the percentages f.
|
|
124 |
Deyim |
başarılı olmak için ihtimalleri hesaplarken güvenli ve sistemli bir eylem planı tercih etmek |
play the percentage game f.
|
|
125 |
Deyim |
daha az başarılı olmak |
be downhill all the way f.
|
|
126 |
Deyim |
bir şeyde başarılı olmak |
be strong on something f.
|
|
127 |
Deyim |
sadece güzel veya yakışıklı değil aynı zamanda akıllı da/yetenekli de/başarılı da olmak |
be not just another pretty face f.
|
|
128 |
Deyim |
çok başarılı olmak |
bat one thousand f.
|
|
129 |
Deyim |
ünlü/başarılı birinin yakını olduğu için tanınır olmak |
bathe in reflected glory f.
|
|
130 |
Deyim |
ünlü/başarılı birinin yakını olduğu için tanınır olmak |
bask in reflected glory f.
|
|
131 |
Deyim |
çok başarılı olmak |
be a howling success f.
|
|
132 |
Deyim |
başarılı olması çok zor olmak |
be a long shot f.
|
|
133 |
Deyim |
başarılı olma şansı düşük olmak |
be a long shot f.
|
|
134 |
Deyim |
başarılı/saygı değer insanlar gibi olmak |
be in good company f.
|
|
135 |
Deyim |
(bir şeyde/bir şeyi yapmakta) başarılı olmak |
be no slouch (at something/at doing something) f.
|
|
136 |
Deyim |
giderek daha başarılı olmak |
be on the up and up f.
|
|
137 |
Deyim |
başarılı olma yolunda olmak |
be onto a winner f.
|
|
138 |
Deyim |
(kavgada, tartışmada) rakibi kadar başarılı olmak |
hold one's own f.
|
|
139 |
Deyim |
daha başarılı olmak |
climb up the ladder f.
|
|
140 |
Deyim |
daha başarılı olmak |
climb the ladder f.
|
|
141 |
Deyim |
çok başarılı olmak |
come into your kingdom f.
|
|
142 |
Deyim |
(bir şeyde) başarılı olmak |
come through (something) with flying colors f.
|
|
143 |
Deyim |
(bir şeyde) çok başarılı olmak |
come through (something) with flying colors f.
|
|
144 |
Deyim |
başarılı bir dönemde olmak |
get hot f.
|
|
145 |
Deyim |
çok başarılı olmak |
go to town f.
|
|
146 |
Deyim |
çok başarılı olmak |
be going to town f.
|
|
147 |
Deyim |
çok başarılı olmak |
have the world at your feet f.
|
|
148 |
Deyim |
mutlu ve başarılı bir konumda olmak |
have the world by the tail f.
|
|
149 |
Deyim |
başarılı olduğu anlar/zamanlar olmak |
have your moments f.
|
|
150 |
Deyim |
başarılı anları/zamanları olmak |
have your moments f.
|
|
151 |
Deyim |
diğerleri kadar iyi/başarılı olmak |
hold your own f.
|
|
152 |
Deyim |
(bir şeyde) başarılı olmak |
make (one's) way in (something) f.
|
|
153 |
Deyim |
(bir şeyde) kendi çabalarıyla başarılı olmak |
make (one's) way in (something) f.
|
|
154 |
Deyim |
olarak başarılı olmak |
make good as f.
|
|
155 |
Deyim |
(bir şey) olarak başarılı olmak |
make good as (something) f.
|
|
156 |
Deyim |
hayatında başarılı olmak |
make something of (one's) life f.
|
|
157 |
Deyim |
başarılı olmak için elinden geleni yapmak |
make the most of (oneself) f.
|
|
158 |
Deyim |
başarılı olmak için çalışmak |
make the most of (oneself) f.
|
|
159 |
Deyim |
(hayatta) (kendi başına) başarılı olmak/başarmak |
make way in the world f.
|
|
160 |
Deyim |
bir şeyde başarılı olmak |
make your way in something f.
|
|
161 |
Deyim |
bir işte başarılı olmak/ilerlemek |
make your way in something f.
|
|
162 |
Deyim |
(birinin) beklediği kadar başarılı olmak |
measure up to (someone's) expectations f.
|
|
163 |
Deyim |
kendisinden beklendiği kadar başarılı olmak |
punch (one's) weight f.
|
|
164 |
Deyim |
kendi sıkletinde başarılı olmak |
punch (one's) weight f.
|
|
165 |
Deyim |
kendisinden beklendiği kadar başarılı olmak |
punch your weight [uk] f.
|
|
166 |
Deyim |
kendi sıkletinde başarılı olmak |
punch your weight [uk] f.
|
|
167 |
Deyim |
hayatta başarılı olmak |
rise (up) in the world f.
|
|
168 |
Deyim |
(birileri/bir şeyler arasında)/(bir yerde) aniden çok başarılı olmak/yayılmak |
take (someone, something, or some place) by storm f.
|
|
169 |
Deyim |
(başarılı zamanların yanı sıra) ...da başarısız dönemleri olmak |
have a checkered history/past/career f.
|
|
170 |
Deyim |
başarılı olmak da var başarısız olmak da |
win a few, lose a few expr.
|
|
Speaking |
|
171 |
Konuşma |
başarılı bir mimar olmak istiyorum |
I want to be a successful architect expr.
|
|
Trade/Economic |
|
172 |
Ticaret/Ekonomi |
(yeni çalışana) işinde başarılı olması için gerekli beceri ve bilgi konusunda yardımcı olmak |
onboard f.
|
|
173 |
Ticaret/Ekonomi |
(yeni çalışana) işinde başarılı olması için gerekli beceri ve bilgi konusunda yardımcı olmak |
on-board f.
|
|
Politics |
|
174 |
Siyasal |
seçimde başarılı olmak için saflarını birleştiren iki siyasetçi |
a dream ticket i.
|
|
Sport |
|
175 |
Spor |
(oyunda) başarılı olmak |
hit f.
|
|
Slang |
|
176 |
Argo |
başarılı olmak konusunda isteklilik/tutku/kararlılık |
spizzerinctum [old-fashioned] i.
|
|
177 |
Argo |
başarılı olmak konusunda isteklilik/tutku/kararlılık |
spizzerinktum [old-fashioned] i.
|
|
178 |
Argo |
çok başarılı olmak |
make out like a bandit f.
|
|
179 |
Argo |
çok başarılı olmak |
make it big f.
|
|
180 |
Argo |
kazanacağından/başarılı olacağından emin olmak |
have it knocked f.
|
|